İmplant

Diş implantları, eksik dişlerin yerine konulması için kullanılan ve çene kemiğine yerleştirilen yapay diş kökleridir. Genellikle titanyumdan yapılan bu implantlar, biyouyumlu özellikleri sayesinde kemik dokusuyla kaynaşarak doğal bir diş kökü gibi işlev görür. İmplantlar üzerine yapılan protezler, hem estetik açıdan doğal dişlere benzeyen bir görünüm sunar hem de çiğneme fonksiyonlarını başarılı bir şekilde yerine getirir.

İmplant Süreci:

İmplant tedavisi genellikle birkaç aşamada gerçekleştirilir. İlk olarak, implantın yerleştirileceği bölgedeki çene kemiğinin durumu değerlendirilir. Eğer kemiğin hacmi yeterli değilse, kemik grefti uygulanabilir. İmplant yerleştirildikten sonra, kemikle kaynaşması için genellikle 3-6 ay arası bir iyileşme süreci gereklidir. Bu süreç tamamlandığında, implantın üzerine abutment adı verilen bir parça yerleştirilir ve son olarak protez diş bu parçaya sabitlenir.

Avantajları:
  • Doğal Görünüm ve Hissiyat: İmplantlar, doğal dişlere en yakın çözümü sunar. Hem estetik hem de fonksiyonel olarak doğal dişlerden ayırt edilmesi zordur.
  • Uzun Ömürlü Kullanım: Uygun ağız hijyeni ve düzenli kontrollerle implantlar uzun ömürlü kullanım imkanı sunar.
  • Komşu Dişlere Zarar Vermez: Köprü protezlerinden farklı olarak, implantlar komşu dişlere tutunmaz, dolayısıyla diğer dişlere zarar vermez.
  • Kemik Kaybını Önler: İmplantlar, çene kemiğinin erimesini engeller. Eksik dişlerin olduğu bölgelerde kemik kaybı yaşanabilir, ancak implant bu kaybı önler.
Kimler İçin Uygundur?

İmplant tedavisi, genel sağlık durumu iyi olan, yeterli çene kemiğine sahip ve ağız hijyenine özen gösteren bireyler için uygun bir seçenektir. Ancak, diyabet gibi kronik hastalıklar veya sigara kullanımı gibi faktörler, iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, tedavi öncesinde detaylı bir muayene ve değerlendirme yapılması önemlidir.

Diş implantları, eksik dişlerin estetik ve fonksiyonel olarak yerine konulmasında etkili ve güvenilir bir yöntemdir. Bu tedavi, kişinin yaşam kalitesini artırabilir ve uzun vadeli diş sağlığını korumada önemli bir rol oynar.

Kanal Tedavisi

Kanal tedavisi, dişin içindeki enfekte veya zarar görmüş pulpa (sinir ve kan damarlarından oluşan yumuşak doku) çıkarılarak dişi kurtarmak için yapılan bir tedavidir. Bu işlem, dişin iç yapısında meydana gelen ciddi çürükler, travmalar veya enfeksiyonlar sonucu pulpanın zarar görmesi durumunda uygulanır. İşlem birkaç adımda gerçekleştirilir:

  1. Anestezi: Dişin çevresi uyuşturularak hasta için rahat bir tedavi süreci sağlanır.
  2. Pulpanın Çıkarılması: Dişin tepesinde bir delik açılır ve bu delikten pulpa dokusu çıkarılır.
  3. Kanalın Temizlenmesi ve Şekillendirilmesi: Dişin kök kanalları özel aletler ile temizlenir ve şekillendirilir. Bu aşama enfeksiyonun yayılmasını engeller.
  4. Kanalların Doldurulması: Temizlenen ve şekillendirilen kanallar, genellikle gutta-perka adı verilen bir malzeme ile doldurulur ve sızdırmaz hale getirilir.
  5. Geçici veya Kalıcı Dolgu: Kanallar doldurulduktan sonra, dişin üst kısmı geçici bir dolgu ile kapatılır. İlerleyen süreçte ise dişin güçlendirilmesi için kalıcı bir dolgu veya kaplama yapılabilir.

Kanal tedavisi, genellikle birkaç seans sürebilir. İşlem sonrasında diş hassasiyeti normaldir, ancak zamanla azalır. Tedavi edilen diş, doğru bakımla uzun yıllar kullanılabilir.

Diş Dolgusu

Diş dolgusu, çürük, kırık veya aşınmış dişlerin onarımı için yapılan yaygın bir dental işlemdir. Dişin hasarlı kısmı çıkarıldıktan sonra, ortaya çıkan boşluk dolgu materyali ile doldurulur. Bu işlem, dişin işlevini geri kazandırmak ve daha fazla hasarı önlemek için önemlidir.

Diş Dolgusu İşlemi Nasıl Yapılır?
  1. Muayene ve Hazırlık: Diş hekimi, dişi muayene eder ve dolgu gerekip gerekmediğini belirler. Çoğu durumda, dolgu işlemi için lokal anestezi uygulanır.
  2. Çürük veya Hasarlı Bölgenin Temizlenmesi: Dişin çürük veya hasarlı kısmı özel aletlerle temizlenir. Bu aşamada, dişin sağlıklı kısmı korunmaya çalışılır.
  3. Dolgu Materyalinin Uygulanması: Temizlenen boşluk, dolgu materyali ile doldurulur. Kullanılan materyal dişin şeklini alacak şekilde şekillendirilir.
  4. Parlatma ve Son Kontroller: Dolgu yerleştirildikten sonra, diş yüzeyi düzeltilir ve parlatılır. Bu adım, dolgunun rahat bir şekilde oturmasını ve dişin doğal görünümünü korumasını sağlar.
Dolgu Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
  • İşlem sonrasında uyuşukluk geçene kadar bir şeyler yemekten kaçının.
  • Dolgulu dişlerinizi düzenli olarak fırçalayın ve diş ipi kullanın.
  • Zamanla dolgularda aşınma veya sızıntı olabilir. Düzenli diş hekimi kontrolleri ile bu durum izlenmelidir.

Diş dolguları, çürüklerin ilerlemesini engeller ve dişin doğal işlevini korumasına yardımcı olur. Doğru bakım ve düzenli kontrollerle dolgular uzun yıllar dayanabilir.

Çocuk Diş Hekimliği

Çocuk diş hekimliği (pedodonti), bebekler, çocuklar ve ergenlerin ağız ve diş sağlığıyla ilgilenen diş hekimliği dalıdır. Çocuk diş hekimleri, çocukların dişlerinin sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlamak ve ağız sağlığı sorunlarını önlemek amacıyla özel eğitim almışlardır. Bu alandaki tedaviler, çocukların fiziksel ve psikolojik gelişimlerine uygun şekilde planlanır.

Çocuk Diş Hekimliğinin Önemi
  • Erken Teşhis ve Önleme: Çocuk diş hekimleri, erken yaşta diş sağlığı sorunlarını teşhis ederek, ileride oluşabilecek daha ciddi sorunları önler. Örneğin, diş çürükleri, çapraşık dişler veya çene gelişim bozuklukları erken dönemde tespit edilip tedavi edilebilir.
  • Ağız ve Diş Bakımı Eğitimi: Çocuklara doğru diş fırçalama teknikleri ve ağız hijyeni alışkanlıkları kazandırılır. Ailelere de çocuklarının diş sağlığını nasıl koruyacakları konusunda rehberlik edilir.
  • Diş Çürüklerinin Tedavisi: Çocuklarda yaygın olarak görülen diş çürükleri, dolgu, flor uygulamaları veya diğer koruyucu tedavilerle tedavi edilir. Süt dişleri, kalıcı dişlerin sağlıklı bir şekilde çıkması için önemlidir, bu nedenle çürüklerin tedavisi ihmal edilmemelidir.
Yaygın Pedodonti Uygulamaları
  • Florür Uygulamaları: Dişlerin mine yapısını güçlendirmek ve çürükleri önlemek amacıyla florür uygulamaları yapılır.
  • Fissür Örtücü: Azı dişlerindeki çukur ve yarıkların kapatılması için kullanılan bu uygulama, çürük oluşumunu önlemede etkilidir.
  • Süt Dişlerinin Çekimi: Süt dişlerinin zamanında çekilmesi, alttan gelecek kalıcı dişlerin doğru pozisyonda çıkmasına yardımcı olur.
  • Ortodontik Tedaviler: Çapraşık dişlerin düzeltilmesi, çene gelişim bozukluklarının önlenmesi veya tedavisi amacıyla erken ortodontik müdahaleler yapılabilir.
Çocuk Diş Hekimi Ziyaretleri

Çocukların ilk diş hekimi ziyareti, ilk dişin çıkmasıyla birlikte veya en geç bir yaşına kadar yapılmalıdır. Bu erken ziyaretler, çocuğun diş hekimiyle olumlu bir ilişki kurmasına yardımcı olur ve ağız sağlığını koruma konusunda farkındalık yaratır.

Düzenli diş hekimi kontrolleri, çocukların diş sağlığını korumak ve olası sorunları erken dönemde çözmek için çok önemlidir. Bu kontroller, genellikle her 6 ayda bir yapılır.

Çocukların Diş Hekimi Korkusu ile Baş Etme

Çocuklar bazen diş hekimine gitmekten korkabilir. Bu korkuyu azaltmak için çocuk diş hekimleri, çocuk dostu bir yaklaşım benimserler. Oyunlar, hikayeler ve ödüller kullanılarak çocukların diş hekimi ziyaretlerini keyifli hale getirmek hedeflenir.

Çocuk diş hekimliği, sadece diş sağlığını korumakla kalmaz, aynı zamanda çocukların genel sağlığına da katkıda bulunur. Erken yaşta başlayan doğru ağız bakımı alışkanlıkları, ömür boyu sağlıklı dişlere sahip olmalarını sağlar.

Diş Taşı

Diş taşı temizliği ve diş eti sağlığı, genel ağız ve diş sağlığının korunmasında kritik öneme sahiptir. Diş taşı, plak adı verilen ve ağızda biriken bakterilerin sertleşmiş halidir. Plak zamanla tükürükteki minerallerle birleşerek diş taşına dönüşür. Diş taşı, yalnızca diş hekimi tarafından temizlenebilir. Diş eti sağlığı ise, dişleri destekleyen dokuların ve kemiklerin korunmasını içerir.

Diş Taşı Nedir?

Diş taşı, diş yüzeylerinde ve diş etlerinin altında biriken sertleşmiş plak tabakasıdır. Diş taşı, zamanla diş etlerinde iltihaba, diş etlerinin çekilmesine ve hatta diş kaybına yol açabilir. Ağız hijyenine dikkat edilmezse, diş taşları hızla birikir ve ağız sağlığını olumsuz etkiler.

Diş Taşı Temizliği Nasıl Yapılır?
  1. Muayene: Diş hekimi, diş taşının birikme durumunu ve diş eti sağlığını değerlendirir.
  2. Ultrasonik Cihazlar: Diş taşı temizliği sırasında, diş hekimleri genellikle ultrasonik cihazlar kullanarak diş taşını parçalar ve temizler. Bu cihazlar, titreşimler yoluyla diş taşını yerinden çıkarır.
  3. El Aletleri: Daha küçük ya da inatçı diş taşları, el aletleriyle temizlenir. Bu aletler, diş yüzeyindeki taşları kazıyarak uzaklaştırır.
  4. Parlatma: Temizlik sonrası, diş yüzeyleri özel bir macunla parlatılır. Bu, dişlerin pürüzsüz olmasını sağlayarak yeni plak birikimini zorlaştırır.
  5. Florür Uygulaması (İsteğe Bağlı): Diş taşı temizliği sonrası dişlerinizi güçlendirmek amacıyla florür uygulaması yapılabilir.
Diş Eti Sağlığını Korumak İçin İpuçları:
  • Düzenli Fırçalama: Dişlerinizi günde en az iki kez, florürlü diş macunu ile fırçalayın. Fırçalama, plak birikimini önlemeye yardımcı olur.
  • Diş İpi Kullanımı: Diş ipi, diş fırçasının ulaşamadığı diş aralarındaki plakları temizler. Günde en az bir kez diş ipi kullanmak, diş eti sağlığını korumak için gereklidir.
  • Düzenli Diş Hekimi Ziyaretleri: Her 6 ayda bir diş hekiminizi ziyaret ederek diş taşı temizliği ve diş eti sağlığınızın kontrol edilmesini sağlayın.
  • Sağlıklı Beslenme: Şekerli yiyecek ve içeceklerin tüketimini sınırlayın. Bunlar, plak oluşumunu artırabilir ve diş eti sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Diş Eti Hastalıklarının Belirtileri

Diş eti hastalıkları genellikle ağrısızdır, bu yüzden erken belirtilerini tanımak önemlidir:

  • Diş etlerinde kanama
  • Kızarıklık, şişlik veya hassasiyet
  • Diş etlerinin çekilmesi
  • Ağızda sürekli kötü koku
  • Dişlerin arasında boşluk oluşması

Diş taşı temizliği ve diş eti sağlığına dikkat etmek, sadece dişlerinizi korumakla kalmaz, aynı zamanda genel sağlığınızı da olumlu etkiler. Ağız hijyeninize özen göstermek, diş eti hastalıklarını önlemenin ve sağlıklı bir gülüşe sahip olmanın en iyi yoludur.

Diş Beyazlatma

Diş beyazlatma, dişlerin rengini açmak ve lekeleri gidermek amacıyla uygulanan kozmetik bir tedavidir. Zamanla, dişler kahve, çay, sigara ve renkli yiyecekler gibi etkenler nedeniyle sararabilir veya leke tutabilir. Diş beyazlatma işlemi, bu lekeleri ve renk değişimlerini ortadan kaldırarak daha parlak ve estetik bir gülüş sağlar.

Diş Beyazlatma Yöntemleri

Diş beyazlatma, genellikle iki ana yöntemle yapılır: profesyonel beyazlatma (diş hekimi tarafından yapılan) ve evde uygulanan beyazlatma yöntemleri.

  1. Profesyonel Diş Beyazlatma
    Bu yöntem, diş hekimi tarafından klinikte uygulanan bir işlemdir. Genellikle daha etkili ve hızlı sonuçlar sağlar. Profesyonel diş beyazlatma şu şekilde yapılır:
    • Beyazlatıcı Jel Uygulaması: Diş hekimi, diş etlerini korumak için özel bir bariyer yerleştirir ve ardından dişlere yüksek konsantrasyonlu bir beyazlatıcı jel uygular. Bu jel, genellikle hidrojen peroksit veya karbamid peroksit içerir.
    • Işık veya Lazer Uygulaması: Bazı yöntemlerde, beyazlatıcı jelin etkisini artırmak için özel bir ışık veya lazer kullanılır. Bu, jelin dişlerde daha derinlemesine etki göstermesini sağlar.
    • Birden Fazla Seans: İstenilen beyazlığa ulaşılana kadar birkaç seans gerekebilir. Ancak genellikle bir ya da iki seansta belirgin sonuçlar elde edilir.
  2. Evde Uygulanan Beyazlatma
    Evde uygulanan beyazlatma yöntemleri, diş hekiminin yönlendirmesi ile veya piyasada satılan ürünlerle yapılabilir. Bu yöntemler, profesyonel beyazlatmaya göre daha düşük konsantrasyonlarda beyazlatıcı maddeler içerir ve sonuçları görmek genellikle daha uzun sürer.
    • Diş Hekimi Tarafından Verilen Kitler: Diş hekimi, dişlerinize uygun bir kalıp hazırlayarak beyazlatıcı jel ile kullanmanız için size bir kit verebilir. Bu kalıbı, genellikle günde birkaç saat veya gece boyunca takarsınız.
Diş Beyazlatmanın Yan Etkileri

Diş beyazlatma genellikle güvenlidir, ancak bazı kişilerde yan etkiler görülebilir:

  • Diş Hassasiyeti: Beyazlatma işlemi sonrasında dişler geçici olarak sıcak-soğuk yiyeceklere ve içeceklere karşı hassasiyet gösterebilir. Bu durum genellikle birkaç gün içinde düzelir.
  • Diş Eti Tahrişi: Beyazlatıcı jellerin diş etlerine temas etmesi halinde tahriş veya yanma hissi oluşabilir. Bu nedenle, işlemin diş hekimi tarafından yapılması veya hekimin talimatlarına sıkı sıkıya uyulması önemlidir.
Diş Beyazlatmanın Kalıcılığı

Diş beyazlatma sonuçları, bireyin ağız bakımı alışkanlıklarına ve yaşam tarzına bağlı olarak değişir. Beyazlatma işleminden sonra aşağıdaki önerilere uyarak sonuçları daha uzun süre koruyabilirsiniz:

  • Renk Veren Gıdalardan Kaçınma: Kahve, çay, çikolata gibi dişleri lekeleyen yiyecek ve içecekleri sınırlayın.
  • Sigara Kullanımını Bırakma: Sigara içmek, dişlerde sararmaya neden olur. Beyazlatma sonrası sigarayı bırakmak, sonuçların kalıcılığını artıracaktır.
  • Düzenli Ağız Bakımı: Günde iki kez dişlerinizi fırçalayın, diş ipi kullanın ve düzenli olarak diş hekimi kontrollerine gidin.

Diş beyazlatma, güvenli ve etkili bir şekilde dişlerinizi beyazlatmak için popüler bir seçenektir. Ancak, en iyi sonucu almak ve dişlerinizi korumak için bu işlemi diş hekiminizin gözetiminde yaptırmanız önerilir.

Diş Teli

Diş teli, dişlerin düzgün bir hizaya getirilmesi ve çene yapısının düzeltilmesi amacıyla kullanılan ortodontik bir tedavi yöntemidir. Dişlerin düzgün hizalanması, hem estetik görünüm hem de ağız sağlığı açısından önemlidir. Ortodontik tedavi, çapraşık dişler, diş boşlukları, çene darlıkları ve kapanış bozuklukları gibi sorunları düzeltmeyi hedefler.

Diş Teli Tedavisi Neden Gereklidir?

Diş teli tedavisi, aşağıdaki durumlar için gereklidir:

  • Çapraşık Dişler: Dişler birbirinin üzerine biner veya yanlış pozisyonlarda bulunur. Bu durum, diş temizliğini zorlaştırır ve diş çürükleri ile diş eti hastalıkları riskini artırır.
  • Diş Aralıkları: Dişler arasında aşırı boşluklar bulunur. Bu boşluklar, estetik kaygılara yol açabileceği gibi, yiyecek artıklarının birikmesine ve diş eti sorunlarına da neden olabilir.
  • Kapanış Bozuklukları: Üst ve alt dişlerin birbiriyle temas şekli bozuk olabilir. Bu durum, çiğneme, konuşma ve çene sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
  • Çene Problemleri: Çene darlığı, çapraz kapanış, üst çenenin önde ya da geride olması gibi sorunlar ortodontik tedavi ile düzeltilebilir.
Diş Teli Türleri

Ortodontik tedavi için birkaç farklı diş teli türü vardır:

  • Metal Diş Telleri: En yaygın kullanılan diş telleridir. Metal braketler ve teller, dişlere kuvvet uygulayarak onları doğru pozisyona getirir. Günümüzde metal diş telleri daha küçük ve rahat olacak şekilde tasarlanmıştır.
  • Seramik Diş Telleri: Diş renginde olan bu braketler, metal diş tellerine göre daha az fark edilir. Estetik kaygıları olan yetişkinler arasında popülerdir.
  • Lingual Diş Telleri: Bu teller, dişlerin arka yüzeyine yerleştirildiği için dışarıdan görünmez. Ancak, kullanımı daha zordur ve her hasta için uygun olmayabilir.
  • Şeffaf Plaklar: Geleneksel diş tellerine alternatif olarak kullanılan şeffaf plaklar, dişleri yavaş yavaş hareket ettirir. Bu plaklar, yemek yerken veya dişlerinizi fırçalarken çıkarılabilir. Estetik açıdan daha az belirgin oldukları için yetişkinler tarafından sıkça tercih edilirler.
Diş Teli Tedavi Süreci

Diş teli tedavisi birkaç aşamada gerçekleştirilir ve süreç hastanın durumuna bağlı olarak değişir:

  1. Muayene ve Planlama: Diş hekimi veya ortodontist, dişlerin ve çene yapısının röntgenini çeker, ağız kalıplarını alır ve detaylı bir muayene yapar. Bu veriler, tedavi planının oluşturulmasına yardımcı olur.
  2. Diş Teli Takılması: Braketler dişlerin üzerine yapıştırılır ve teller bu braketlere bağlanır. Teller, dişlerin hareket etmesi gereken yönde baskı yaparak onları yavaşça hizalar.
  3. Düzenli Kontroller: Tedavi süresince belirli aralıklarla diş hekiminizi ziyaret etmeniz gerekecektir. Bu kontrollerde teller ayarlanır ve tedavinin ilerleyişi izlenir.
  4. Tedavi Süresi: Diş teli tedavisi genellikle 6 ay ile 2 yıl arasında sürer, ancak bu süre hastanın durumuna ve dişlerinin hareket hızına bağlı olarak değişebilir.
  5. Pekiştirme Kullanımı: Diş teli çıkarıldıktan sonra dişlerin yeni pozisyonlarını koruması için pekiştirme cihazları kullanılır. Bu cihazlar, dişlerin eski konumlarına geri dönmesini önlemek amacıyla kullanılır.
Diş Teli Kullanımı Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler
  • Ağız Hijyeni: Diş telleri dişlerde yiyecek artıklarının birikmesine neden olabilir. Bu nedenle, dişlerinizi dikkatlice fırçalamalı ve diş ipi kullanmalısınız.
  • Yiyecek Seçimi: Sert, yapışkan veya çok küçük yiyecekler diş tellerine zarar verebilir. Sakız, sert şekerler, fındık ve mısır gibi yiyeceklerden kaçınmak önemlidir.
  • Düzenli Diş Hekimi Kontrolleri: Diş teli takılıyken diş hekiminizle düzenli kontrolleri aksatmamak, olası sorunların erken tespit edilmesi açısından önemlidir.

Diş teli tedavisi, hem estetik hem de sağlık açısından önemli bir yatırımdır. Eğer dişlerinizi düzeltmeyi düşünüyorsanız, bir ortodontist ile görüşmek, en uygun tedavi yöntemini belirlemek için ilk adımdır.

Porselen/Zirkonyum Kaplama

Metal Destekli Porselen ve Zirkonyum Kaplamalar

Metal destekli porselen ve zirkonyum kaplamalar, diş estetiğini ve fonksiyonunu yeniden kazandırmak amacıyla kullanılan iki yaygın restoratif tedavi seçeneğidir. Bu iki kaplama türü, hem malzeme yapısı hem de estetik ve dayanıklılık özellikleri bakımından farklılık gösterir. İşte her iki kaplama türü hakkında detaylı bilgiler:

Metal Destekli Porselen Kaplamalar

Metal destekli porselen kaplamalar, iç kısmında metal bir altyapı ve dış yüzeyinde porselen kaplama bulunan restorasyonlardır. Metal altyapı, kaplamaya dayanıklılık kazandırırken, dıştaki porselen tabaka dişe doğal bir görünüm sağlar.

Avantajları:

  • Yüksek Dayanıklılık: Metal altyapı, kaplamanın dayanıklılığını artırır. Bu nedenle, çiğneme kuvvetine maruz kalan arka dişlerde sıklıkla tercih edilir.
  • Daha Uygun Maliyet: Genellikle zirkonyum kaplamalara göre daha ekonomiktir.
  • Uzun Süredir Kullanımı: Metal destekli porselen kaplamalar, diş hekimliğinde uzun süredir güvenilir bir tedavi seçeneği olarak kullanılmaktadır.

Dezavantajları:

  • Estetik Sorunlar: Metal destekli kaplamalarda, zamanla diş eti çekilmesi meydana geldiğinde, metal kısmın diş eti kenarında gri bir çizgi olarak görünme riski vardır. Bu durum, estetik açıdan olumsuz bir etkidir.
  • Işık Geçirgenliği: Metal altyapı, ışık geçirgenliğini engellediği için dişlerin doğal saydamlığını tam olarak taklit edemez. Bu nedenle, özellikle ön dişlerde estetik sonuçlar zirkonyum kaplamalar kadar tatmin edici olmayabilir.
  • Metal Alerjisi: Nadir de olsa, bazı hastalarda metal alerjisi riski olabilir.
Zirkonyum Kaplamalar

Zirkonyum kaplamalar, tamamen zirkonyum oksit malzemeden yapılan ve metal içermeyen kaplamalardır. Zirkonyum, hem yüksek dayanıklılığı hem de estetik görünümü nedeniyle diş hekimliğinde sıkça tercih edilir.

Avantajları:

  • Estetik Görünüm: Zirkonyum kaplamalar, doğal dişlerin ışık geçirgenliğine yakın bir özellik gösterir. Bu sayede, dişin doğal rengini ve saydamlığını mükemmel bir şekilde taklit eder.
  • Diş Eti Uyumlu: Zirkonyum, diş eti ile mükemmel uyum sağlar ve metal içermediği için diş eti kenarında gri bir çizgi oluşmaz.
  • Metal Alerjisi Riski Yoktur: Metal içermediği için metal alerjisi olan hastalar için de güvenli bir seçenektir.
Hangi Durumda Hangisi Tercih Edilmeli?
  • Ön Dişler: Estetik kaygıların yüksek olduğu ön dişlerde zirkonyum kaplamalar tercih edilir.
  • Arka Dişler: Daha fazla dayanıklılık gerektiren arka dişlerde, hem zirkonyum hem de metal destekli porselen kaplamalar kullanılabilir. Ancak, estetik kaygılar ön plandaysa zirkonyum kaplamalar tercih edilebilir.
  • Bütçe: Daha uygun maliyetli bir seçenek arayanlar için metal destekli porselen kaplamalar tercih edilebilir. Ancak, uzun vadeli estetik ve fonksiyonel sonuçlar için zirkonyum kaplamalar önerilir.

Diş hekiminiz ile yapacağınız bir değerlendirme, dişlerinizin durumu, estetik beklentileriniz ve bütçeniz doğrultusunda en uygun kaplama türünü belirlemenize yardımcı olacaktır.